Önyargıları Kırmanın Zamanı Gelmedi Mi?

Engellilere karşı önyargılı tutum Türkiye’de çözülemeyen sorunlardan birisi. Her ne kadar devlet eliyle birçok alanda engellilere çeşitli hak ve imkanlar tanınsa da halk nezdinde engellilere karşı önyargılı tutum gün geçtikçe engellilerin hayatını daha da zorlaştırıyor ve engellilerin yaşama sevincini elinden alıyor. Bu durumu atlatmak ise sadece devletlerin veya hükûmetlerin görevi değil. Devletler ve hükûmetler ne kadar destek verirse versin, halkın kendindeki bu önyargılı tutumu fark edip bunu kırmaya çalışmadığı sürece verilen destekler hiçbir işe yaramayacaktır.

Ben de bu yazımda size engellilerle ilgili bazı önyargıların doğrularını yazacağım ve aslında bu durumun nasıl olması gerektiğini anlatacağım.

Önyargı 1: Her engelli, aynı zamanda zihinsel engellidir.

Evet, halkın büyük bir çoğunluğunun kanısı engel grubu her ne olursa olsun, her engellinin aynı zamanda zihinsel engelli olacağı yönünde. Bu kanı yanlış bir kanıdır. Engel grupları en temel haliyle; bedensel engelli, fiziksel engelli, işitme engelli, ortopedik engelli ve zihinsel engelli olmak üzere beş gruba ayrılır. Bazı istisnai durumlarda bir kişide birden fazla engelin görülmesi mümkün olsa da kanaatimce bu çok az bir ihtimaldir. Eğer, istisnai bir durum yaşayan fiziksel veya işitme engelli bireyle karşılaşmadıysanız o kişi aynı zamanda zihinsel engelli değildir.

Önyargı 2: Engelliler başarılı olamaz.

Toplumumuzda yaygın önyargılardan biri de engellilerin hayatın hiçbir alanında başarılı olamayacağıdır. Bunun da yanlış olduğunu size örneklerle anlatmak istiyorum. 2018 yılında aramızdan ayrılan Stephen William Hawking’in geçirdiği ALS hastalığı nedeni ile daha 21 yaşında tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu, vücudunda sadece çalışan tek kasıyla bilgisayarını kumanda ederek dünyaca ünlü bir fizikçi olduğunu bilmeyen yoktur. Ludving van Beethoven’ın 9.Senfoni’yi tamamen sağır olduktan sonra yazdığını, Edison’ın bir işitme engelli olduğunu, Türk Halk Müziği’nin ebedi üstadı Aşık Veysel Şatıroğlu’nun 6 yaşından beri tamamen görme engelli olmasına rağmen nasıl büyük bir sanatçı olduğunu bilmeyen yoktur.

Burayı özetlemek gerekirse; engeller başarıya engel değildir. Başarıya engel; engelliyi önemsememek, eğitim ve iş hayatının dışında bırakmaktır.

Önyargı 3: Engellinin çocuğu, engelli olur.

Bir hastalığın çocuğa geçip geçmemesi genlerle ilgili bir durumdur. Genetik olan engel grupları için bu kanıya varılabilse de, bu kanıyı tüm engel gruplarına yaymak doğru değildir. Her engel genetik yoluyla engellinin çocuğuna veya temas yoluyla ailesine geçmez.

Önyargı 4: Her engelli yardıma muhtaçtır.

Hayır, her engelli yardıma muhtaç değildir. Kendi işini kendisi yapabilen engellilerde vardır. Bir engelliye her zaman yardım ederek ona iyilik yapmış olmazsınız. Eğer bir engelli, bir işi kendisi yapabiliyorsa yapmalıdır. Fakat bir engellinin yardıma ihtiyacı olduğundan eminseniz ve yardım etmek istiyorsanız direk müdahale etmek yerine önce “Bu konuda sana yardım etmemi ister misin?” diye sorarak iznini aldıktan sonra yardım etmeniz daha faydalı olacaktır.

Buraya kadar size dört başlık altında önyargıları anlatmaya çalıştım. Buradan sonra ise bu konunun nasıl çözülmesi gerektiğine yönelik şahsi görüşlerimi birkaç madde ile paylaşacağım.

1.      Eğitim konusu

Engellilerin eğitimi ciddi bir problem halini alabiliyor. Bazen kaynaştırma öğrencilerini engelli olmayan çocukların velilerinin istemediğine şahit oluyoruz. Bazen fiziksel engelli birisi yazmakta zorluk çektiği için sınıftan geri kaldığı oluyor. Bu konuda velilerin kaynaştırma öğrencileri hususunda bilinçlendirilmesi ve öğretmenlerin engelli öğrenciye biraz daha ihtimam göstererek, ders notlarını engelli öğrenci ile paylaşmasının sağlanması gerekiyor.

2.      İş bulma ve ayrımcılık konusu

Engelliler çoğu zaman iş bulmakta zorlanabiliyor. Toplumdaki genel kanı engellinin okuyamayacağına ilişkin olduğundan dolayı engellilere yönelik açılan iş ilanları da bulaşıkçı, çaycı, temizlik elemanı gibi alanlardan oluşuyor. Bu konuda engellilerin beyaz yakalı olmasının önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor.

3.      Her şey bedava olmamalı

Bazı engelli aileleri bana kızsa da ben engellilere sürekli bedava bir şeyler verilmesine karşıyım. Bir engelli iyi bir eğitimden geçip, iyi bir pozisyonda işe girdiyse kendi hayatını idame ettirebilir diye düşünüyorum.

4.      Liseden itibaren mentorluk.

Engelli öğrencilere daha liseden itibaren bir mentor atanarak kariyer planlaması ve iş hayatında başarı konusunda desteklenmesi gerekir.

Bu yazımda sizlerle ülkemizde engellilere yönelik önyargıları ve engelliler için yapılması gerekenleri paylaştım. Siz de eğer engelleri yıkmak için kararlıysanız bu yazıyı okuduktan sonra kendi içinizde ne gibi bir önyargı olduğunuzu düşünün ve bunu kırmaya bugünden başlayın…